"Kadınlar Savaş Komedi" Üzerine Bir Eleştiri

Bir savaş muhabiri olan Chris Hedges, “What Every Person Should Know About War” adlı kitabından aktardığı aynı isimli köşe yazısında dünyanın 3400 yıllık yazılı tarihinin yalnızca 268 gününde barış sağlanabildiğinden söz eder(1). 1945 doğumlu Alman yazar Thomas Brasch ise “Frauen Krieg Lustspiel” isimli oyununda tarihin peşindeki bu soruna tiyatronun konvansiyonunun dışında bir  yerden bakar. 1989 yılında yazılan ve 2002’de Mitos Boyut Yayınları tarafından “Kadınlar Savaş Komedi” adıyla yayımlanan eserde klasik anlamda, birbirini takip eden bir olay örgüsünden söz edilemez. Üç parçadan oluşan oyunda her ne kadar parçalar arası tematik bir bağ bulunsa da sıkı bir neden sonuç ilişkisi aranmaz. Ayrıca olay örgüsü dışında parçalar arası bir üslup bütünlüğü de bulunmamaktadır. Bölümlerin her biri ayrı olarak kendi başına sahnelenebilecek ve tematik ortaklıklarına rağmen birbirinden farklı alımlanabilecek durumdadır. Dolayısıyla metin sadece bir konu özetine indirgenmeyi reddetmekte ve sahnede ya da okurun imgeleminde nasıl ele alınacağını düşünmeyi zorunlu kılmaktadır.


Alman yahudisi bir ailenin çocuğu olarak İngiltere’de dünyaya gelen Brasch’ın hayatı, 1947 yılında döndükleri Doğu Almanya ile 1976’da kendisinin taşındığı Batı Almanya arasında geçer. “Ayrılık” ve “birleşme”ye olan ilgisi hem öz yaşamsal hem de politik bakımdan değerlendirilebilecek yazar, bir eserinde “Her şey bir bütündür, ve onları böldüğünüzde, tekrar bütünleşirler.” der (2). Helene Weigel tarafından yönetilen Brecht Arşivi’nde de çalışan Thomas Brasch, çağdaşı Brecht gibi epizodik yapıda seyirciyle kurulan ilişkiyi canlı kılan bir nitelik bulmuş olsa gerek. Fakat Brecht’in aksine bu yapıyı bir mesel etrafında örgütlemez. Kurgusallığı açık ederek, epizotlardaki değişimle ana yapının da dönüşeceğine işaret etmek yerine Brasch, oyunun üç bölümünü de bizatihi  bütünler olarak değerlendirir. Birbirinden bağımsız gibi görünen bu bölümler barıştan yoksun grotesk bir dünyayı canlandırırlar.


Ekseninde kadınların yer aldığı oyunun kişileri arasında ilginç bir şekilde doğrudan bir kadın bulunmamaktadır. “Kadınsı erkek” Pandaros’un aksine Rosa ve Klara kendi başlarına değil, onları “canlandıran oyuncu” olarak vardır. Epik bir biçimde hem kendilerinin hem de başka insanların başlarına gelen olayları paylaşırlar, diğerleriyle olan iletişimi anlatıcı üsluplarını bozmadan sürdürürler. Söz konusu tercih, hem oyunun olay örgüsü kurmaktan kaçınan yapısına hem de savaşın kadınlar üzerindeki yıkıcı etkilerini göstermesi bakımından uygun görünüyor. 


Yazılı komedi geleneğinin en önemli örneklerinden biri olan Aristophanes’in “Lysistrata - Kadınlar Savaşı” oyununda olduğu gibi, savaşın sorumlusu olan erkeklere karşı bir araya gelen kadınlar yoktur burada. Brasch’ın “Troya Tiyatro Ölüm” ismini verdiği ikinci bölümde Pandaros’a söylettiği gibi, muharebeleri sona erse de Troya Savaşı, köleleştirilen Cressida ve onun bedeni üzerinden devam etmektedir. Öyle bir savaş ki bu dünyanın her mekanına ve zamanına sinmiştir. İdamını bekleyen zenciler Lysistrata’da kadınlar cinselliği yaşamı savunmak için kullanabiliyorken, burada “bacakların arasındaki güzel savaş” olarak tariflenen libido savaşın pazarlık nesnesi haline getiriliyor.  Ayrıca Aristophanes’in çizdiği kadınlar arasındaki dayanışmayı bulabilmek de çok güçtür. Aksine, Klara’yı canlandıran oyuncu Rosa’yı ahlaksızlıkla suçlar ve yetkililere şikayet eder. 


Lysistrata ile Kadınlar Savaş Komedi birlikte düşünüldüğünde Thomas Brasch sanki komedinin anlamını genişleten bir yerde duruyor. Bitimsiz savaşlarda gözyaşı kuruyor. Akılla açıklanamayan dünyadan grotesk kahkahalar yükseliyor. İnsanlığın kendi ördüğü duvarlara çarpışının yankıları… Fakat ölü kulaklara boş bütün bu olup bitenler. Belki Rosa ölü bedenleri taşıyıp ısrarla onlara fısıldayabilir. İçgüdüsel olarak sevgiyle kucaklayabilir. Ya da tıpkı ikinci bölümün sonunda olduğu gibi, Suflör sahnede tek başına tüm geçmişi hem anlatıp hem dinleyebilir. Hangisi daha uzun sürer? Hangisi daha çok dayanabilir bu komediye?


1 Hedges, C. (6 Temmuz 2003). What Every Person Should Know About War. 28 Nisan 2022, https://www.nytimes.com/2003/07/06/books/chapters/what-every-person-should-know-about-war.html.

2 Prammer, T. Ben Ve Sen, İnsan Ve Hayvan. çev.: Aksu Yılmazer, Z. 28 Nisan 2022, https://www.goethe.de/ins/tr/tr/kul/sup/lit/zuk/21454898.html.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sn. Binali KESİK Hoca'ma En İçten Sevgilerimle

?